Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Mali Sekreteri Kenan Karataş gündeme ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, 5 milyon memur, memur emeklisi, dul ve yetimlerinin 18 aydır beklediği toplu sözleşme yasasının zaman ve içerik olarak belirsizliğini koruduğunu söyleyerek, “5 milyon memur ve emeklisi yasayla ilgili kayıtsızlıktan şikâyetçi ve biran önce çıkmasını istiyor. Memurlar ilk defa maaş zammı almadan yeni yıla girmiş ve aylardır bekletilmiştir. Hükümet ivedilikle “toplu sözleşme” zammındaki belirsizliği ve bilgi kirliliğini giderme yoluna gitmelidir” dedi.
ZAMLAR HAZİRANA MI KALDI?
Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa Referandumundan 18 ay geçmesine rağmen yasa tasarısının hala alt komisyonda olduğunu ve ilgili bakanların yasa için pek de acele etmediğini kaydeden Karataş, “Alt komisyonun toplanıp yasayla ilgili görüşmelerini tamamlaması ve ardından raporunu hazırlaması, bunun ardından da raporun Üst Komisyona sunulması gerek. Burada kabul edilen yasa tasarısı, Meclis Genel Kurulu’na gelecek. Genel Kurul’da görüşülmesinin ardından kabul edilmesi halinde yasa Köşk’ün onayına sunulacak. Yasa Resmi Gazete’de de yayınlandıktan sonra 1 aylık “toplu sözleşme” süreci başlayacak. Bu sürecin sonunda uzlaşmazlık olması halinde zamla ilgili, Hakem Heyeti’ne başvurulacak. Heyetin kararını vermesinin ardından zam yürürlüğe girecek. Bu uzun maratonun tamamlanması düşünüldüğünde Ocak ayında almamız gereken zamların, Haziran ayına yani ikinci zam dönemine kadar sarkacağı endişesini taşıyoruz. Toplu sözleşme yasasıyla ilgili yaşanan durumu ihmal kelimesiyle açıklamak mümkün değildir” dedi.
700 BİN ÖĞRETMEN EK DERS MAĞDURU
Hükümetin memur zamlarıyla ilgili geciken her ay için gecikme farkı vermesi gerektiğini ve 18 aydır bekletilen Toplu Sözleşme yasasını İLO normlarında çıkararak, memurların bunca zaman beklediğine değmesini sağlamasını gerektiğini söyleyen Karataş, “Kar ve bayram tatilleri gibi idari tatil günlerinde öğretmenlerin ek ders ücretlerinin kesildiğini ve 700 bin öğretmenin bu nedenle mağdur olduğunu söyleyerek, “Öğretmenlerimizin dahli olmayan sebeplerden sorumlu tutularak ek ders ücretlerinin kesilmesini doğru bulmuyoruz. Çeşitli nedenlerle okullar birkaç gün tatil edilince öğretmenlerimiz haftalık ek ders ücretlerini alamıyorlar. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer tarafından bu haksız ve adaletsiz uygulamanın değerlendirilerek yeni bir düzenleme maharetiyle çözüme kavuşturulmasını istiyoruz” dedi.
DERS KİTAPLARINDA HATA VAR
İlköğretim birinci sınıflarda okuma yazma çalışmalarına el yazısıyla başlanıldığını ve yarıyıl tatiline kadar okuma yazmaya geçen öğrencilerin ikinci dönem düz yazılı kitaplarla derslerine devam etmek zorunda bırakıldıklarını söyleyen Karataş, “Bu durumdan öğretmenler, veliler ve öğrenciler şikâyetçidir. Ortada bariz bir yanlış var birinci sınıfın tüm kitaplarının el yazısıyla basılması gerekiyor. Öte yandan öğretmenlerimiz ders kitaplarında çokça hata olduğunu söylüyor. Ders kitaplarının daha dikkatli incelenmesini istiyoruz” dedi.
ARAPÇA DİL DERSİNDE KAFALAR KARIŞIK
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011 yılı sonunda aldığı bir kararla İlköğretim okullarının 4,5,6,7,8 inci sınıflarında yabancı dil dersi olarak “Arapça” okutulabilmesine imkan verdiğini fakat bu uygulamayla ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu söyleyen Karataş, “Arapça dersinin tıpkı İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca gibi seçmeli yabancı dil dersleri arasına alınması çok doğru ve desteklediğimiz bir karardır ve ihtiyaçtır. Sendika olarak Arapçanın seçmeli yabancı dil dersleri alınmasında ciddi emeklerimiz ve katkılarımız da olmuştu. Fakat, bu kararın uygulama ve planlama noktasında birtakım teknik hatalar yapılmıştır ve kamuoyuna yeterince tanıtılmamış ve bilgilendirilmemiştir. Öte yandan yabancı dil belirleme konusundan, kitap seçiminin yapılmasına ve seçtiği dil dersinin değiştirilememesine kadar birçok konu çözüme kavuşturulmaya muhtaçtır. Bakanlık, seçmeli ikinci yabancı dil dersi uygulamasını geri getirerek bir çözüm oluşturma yoluna gidebilir” dedi.
D. Eğitimciler Sendikası