ÖSYM’NİN AKLI YENİ Mİ BAŞINA GELDİ?

 

ÖSYM ÖĞRETMENLERİ VE KPSS ADAYLARINI MAĞDUR ETME MERKEZİ GİBİ ÇALIŞIYOR.

 

Bilindiği gibi alan sınavı bu yıl ilk kez yapılacaktır. Türk Eğitim-Sen olarak alan sınavı ile nitelikli öğretmen atamasının mümkün olmayacağını, bu sınavın nitelik ölçmekten ziyade bir sıralama sınavı olacağını söylemiştik. Hatta Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcıyla görüşmemizde bu konuyu da gündeme getirmiş, alan sınavının 3 yıl sonraya ertelenmesi gerektiğini belirtmiştik. Bilindiği gibi öğretmen atamalarında bazı branşlara fazla, bazı branşlara az kontenjan ayrıldığı için KPSS’den 30-40 puan alanlar öğretmen olarak atanabilirken; 85-90 puan alanlar açıkta kalabilmektedir. 15 alanda yapılacak bu sınavda da aynı durum söz konusu olacak, dolayısıyla alan sınavı amaca hizmet etmeyecektir.

 

Biz bu sınavın iptal edilmesi gerektiğini bas bas bağırırken, ÖSYM adaylara son dakika golü attı. Sınava iki ay kala ÖSYM Kamu Personel Seçme Sınavı testlerindeki konu ve dağılımları güncelledi. Güncellemenin gerekçesi olarak; mevcut konu dağılımlarının yükseköğretimdeki derslerin çeşit ve ağırlıklarının değişmesiyle güncelliğini kaybetmesi ve ortak konular içeren konu gruplarının ağırlığının azaltılması olarak gösterildi. Bu durumda biz de sormadan edemedik: ÖSYM’NİN AKLI YENİ Mİ BAŞINA GELDİ? 

 

Örneğin; genel kültürde tarih sorularının sayısı 30’dan 27’ye düştü. 2013 KPSS ile birlikte ilk defa Çağdaş Türk ve Dünya Tarihinden soru gelecek. İnkılap tarihinin soru sayısı da 12’ye düştü. Öte yandan ÖSYM’nin güncellediği konu ve dağılımlara göre örneğin Türkçe öğretmenliği alan bilgisi testinde; anlama ve anlatma teknikleri yüzde 24, dil bilgisi ve dil bilimi yüzde 16, çocuk edebiyatı, Türk halk edebiyatı, yeni Türk edebiyatı, eski Türk edebiyatı ile edebiyat bilgi ve kuramları yüzde 8′er ağırlığında bulunacak. Oysaki 27 Şubat 2013 tarihinde açıklanan Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi, Test Konularının Ağırlıkları ve Örnek Sorularda Türkçe öğretmenliği alan bilgisi testinde; dilin öğrenme alanları yüzde 20, dil bilgisi öğretimi yüzde 16, kelime tanıma ve serveti yüzde 14, anlama teknik ve becerileri yüzde 20, metin, metin türleri ve metinle öğrenme yüzde 10 olarak açıklanmıştı. Diğer alanlarda da benzer durumlar söz konusu olmuş, konular ve dağılımlar değişmiştir.

 

Bu son dakika golü öğretmenler arasında infial uyandırdı. ÖSYM adeta Öğretmenleri ve KPSS Adaylarını Mağdur Etme Merkezi gibi çalışmaktadır. Öğretmenler alan sınavının ağırlığını üzerinde hissederken, ÖSYM’nin attığı bu çalımla ikinci büyük yıkım yaşamıştır.

 

ÖSYM; KPSS başvurularını 6-15 Mayıs 2013 tarihleri arasında alacak, 2013 KPSS A Grubu ve Öğretmenlik 6-7 Temmuz 2013 tarihlerinde, 2013-KPSS Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi ise 14 Temmuz 2013 tarihinde yapılacaktır. ÖSYM’nin güncellemesi ise 17 Nisan 2013 tarihinde kamuoyuna açıklanmıştır. Sınava bu kadar kısa süre kala konuları ve dağılımları değiştiren ÖSYM nasıl bir mantık ile hareket etmektedir? 

 

Sınav takvimi çok önceden belliyken, ÖSYM neden söz konusu güncellemeyi yeni yapmıştır? 

 

Öğretmenler ve KPSS adayları bu kadar kısa sürede sınava yeni dâhil edilen konuları nasıl çalışacaktır? 

 

YARIŞ SÜRERKEN, KURALLARI BİR ANDA DEĞİŞTİRMEK NASIL BİR YÖNETİM ANLAYIŞIDIR?

 

Öğretmenler KPSS’ye aylarca hata yıllarca çalışmakta, hayatlarından belli bir bölümü adeta silip atmakta, sadece sınavla yatıp, sınavla kalkmaktadır. KPSS nedeniyle yemeden, içmeden kesilen, uykusuz geceler geçiren öğretmenler ve tüm KPSS adayları hayatlarının dönüm noktası olarak addettikleri bu sınava büyük emek ve zaman harcamaktadır. KPSS engeline takıldığı için yıllarca ataması yapılmayan, başka işlerde çalışmak zorunda kalan, hayalleri yarım kalan on binlerce öğretmen vardır. Dolayısıyla binlerce kişinin gireceği ve hayatlarının dönüm noktası olacak bir sınavın içeriğini son anda değiştirmek bu milletin evlatlarıyla alay etmek demektir. 

 

Öğretmenler zaten alan sınavı için hazırlıksızken, nasıl bir sınav ile karşılaşacaklarından bihaber iken, konuların ve dağılımların güncellenmesinin zamanlaması son derece yanlış olmuştur. Yarış sürerken, kuralları bir anda değiştirmek nasıl bir yönetim anlayışıdır? Ziraöğretmenler hazırlıklarını daha önce ilan edilen konulara göre yapmışken, yeni konular eklemek, dağılımları değiştirmek, öğretmenlerin moral ve motivasyonunu bozmaktadır. 

 

Şu anda öğretmenlerden ÖSYM’ye karşı büyük bir tepki vardır. Çalışma şevki kırılan, kendisini neyin beklediğinden habersiz olarak sınava hazırlanan öğretmenlerin çektiği eziyetler artık son bulmalıdır. Öğretmen olarak atanmak için ellerindeki diplomanın yetersiz kalması, sürekli yarış içine çekilmeleri öğretmenleri yıpratmakta ve bunalıma sürüklemektedir. Atanma stresi yaşayan öğretmenlere ÖSYM’nin de yeni bir sancı yaşatması kabul edilebilir değildir. Tüm bu sorunlar yaşanırken Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan ses çıkmaması, Avcı’nın kulağının üzerine yatması da kamuoyu tarafından yadırganmaktadır. 

 

MEB AĞUSTOS AYINDA 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPMALIDIR.

 

Bu noktada Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz; alan sınavının ilk kez yapılacağı bu yıl öğretmenlerimizin daha büyük mağduriyet yaşamaması için Ağustos ayında gerçekleştirilecek öğretmen atamalarının sayısının artırılmasıdır. MEB öğretmen ihtiyacını 128 bin 190 olarak açıklamıştır. Sendikamızın tespitlerine göre ücretli öğretmen sayısı ise 58 bin 479’dur. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda öğretmen açığı sorununun büyümemesi, 350 bin olan atama bekleyen öğretmen sayısının 500 bine çıkmaması, okullarımızın ücretli öğretmen cenderesinden kurtarılması, öğrencilerin verimli ve kaliteli bir eğitim alması için MEB Ağustos ayında 100 bin öğretmen ataması yapmalıdır. Öğretmenlere alan sınavı getirenler ve KPSS’nin konu ve dağılımlarını sınava kısa süre kala güncelleyenler bunu öğretmenlere borçludur. 

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.