MEB'de İl Müdürlerine Kritik Görevler
MEB'de İl Müdürlerine Kritik Görevler Verilebilir
Milli Eğitim Bakanlığında Müsteşarlık makamı ve İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü makamları için birçok
Müsteşarlık makamı için Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Kemal MADENOĞLU isminin Başbakan'ın kafasında ki
Milli Eğitim Bakanı Nabi AVCI Bey ve sendika ise eğitim kökenli bir Müsteşar ve İnsan Kaynakları Genel Müdürü istiyor. Hatta Nabi
Başbakanlık kaynaklarından edindiğimiz bilgi ve
Burada yıllardır Ömer DİNÇER Bey'in ekibinde devlete
MEB'de İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü için
Eskişehir eski Milli Eğitim Müdürü Erdoğan AYATA ve İzmir İl Müdürü Vefa
Erdoğan AYATA'NIN , Nabi
İzmir Milli Eğitim Müdürü Vefa
Müsteşarlık makamı için İstanbul İl Müdürümüz Muammer YILDIZ en güçlü aday olarak göze çarpıyor.
Aslında burada yapılacak değerlendirme şudur.
Eğitim camiasında düşmana gerek yoktur.
Eğitimcilerin en büyük düşmanı yine eğitimcilerdir.
Yıllardır Bakanlık içerisinde Kaymakam, İşletmeci , İktisatçı , Maliyeci , Telekomcu gibi kişiler en kritik ve üst düzey görevlerde yer alırken , bu kişiler yıllardır Bakanlığı başarısız kılarken ; eğitimciler bunları değilde hep il müdürlerini ve birkaç eğitimci bürokratı hedef haline getirmiştir.
Yukarıda ismi geçen il müdürlerinin Müsteşarlık makamı ve İnsan Kaynakları makamları için mevcutlardan ne eksiği vardır. Hatta Başbakan bir okul müdürünü getirip Müsteşar yapsa , İnsan Kaynakları Genel Müdürü yapsa mevcutlardan daha iyi görev yapar. Çünkü işin mutfağından gelen kişi sorunlara ve tabanın beklentilerine hakimdir. Tabanın psikolojik durumunu biliyordur.
Müsteşarlık makamı için İstanbul İl Müdürü biçilmiş kaftandır. Yıllardır İstanbul ilini sorunsuz bir şekilde yönetmekte. Balıbey'den sonra ilk kez bu koltuğun hakkını veren bir isimdir. Eğitimcilerin hem eğitimci müsteşar isteriz deyip hemde eğitimci Müsteşar adaylarını acımasızca eleştirmesi akıl alacak şey değildir.
İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne Erdoğan AYATA yada Vefa BARDAKÇI'nın getirilmesi çok yerinde bir karar olur. Yıllardır eğitimin içerisinde yoğrulmuş il müdürlerimizin bu en doğal hakkıdır.
Burada asıl söylenmesi gereken ve dikkat çekilmesi gereken konu şudur.
Seçimlere kısa bir süre kala yapılacak Müsteşarlık değişimde hedef 12 den vurulmalıdır.
Bakanlığın işleyişine hakim, tabanı bilen , eğitimin içerisinden gelen ve sorunlara vakıf birisi bu makama getirilmezse burada kaybeden yine eğitim ve Ak Parti olur.
Bakan Bey ve Başbakan'ın üst düzey atamalarda sendika görüşünede önem vermesi gerekir. Unutulmamalıdır ki bu iktidarın sosyal tabanı Eğitimbirsen'dir.
Eğitimbirsen'in de gerek Müsteşarlık makamı gerekse İnsan Kaynakları makamları için eğitimin içinden gelen ve MEB'in sorunlarına vakıf isimler üzerinde diretmesi gerekir.
Sonuç olarak ; Seçimlere kısa bir süre kala ve yine Anayasa değişikliği öncesinde eğitimin içinden gelmeyen birilerini dümene geçirirseniz , yine başarısız olursunuz. Ömer DİNÇER eğer ki başarısız olmuşsa bunda en büyük pay eğitimden anlamayan bürokratlarınındır. Bu örnek ortada dururken Nabi Hocamız ve Başbakan eğer ki aynı hatayı yaparsa kaybeden eğitim ve kendi iktidarı olacaktır.kamudanhaber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.