Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 09.05.2012 tarihinde yurt dışında görevlendirilecek okutmanların seçimi konusunda kılavuz yayınlamıştır. Anılan kılavuzda okutman olarak görevlendirilecek kişilerin yazılı sınav olmaksızın sadece mülakat sınavı ile seçilecekleri düzenlenmiştir. Bakanlık tarafından daha önce 27/09/2011 tarihinde 2011 yılı Yurt Dışında (Almanca ve Fransızca konuşulan Avrupa ülkeleri ile Afganistan’da) görevlendirilecek öğretmenlerin temsil yeteneği mülakat kılavuzu yayımlanmıştır. Yayımlanan bu kılavuz ile bakanlık tarafından bu ülkelere görevlendirilecek öğretmenlerde yazılı sınav olmaksızın sadece mülakat usulü ile öğretmen seçimi yapılacağı düzenlenmiştir. Türk Eğitim-Sen olarak bu kılavuzun temsil yeteneği mülakatı başlıklı 2. bölümünün ve 1.2. başvuru ve görevlendirme şartları başlıklı “l” bendinde yer alan“sınav başvurusunun son günü itibariyle 45 yaşından gün almamış olmak” ibaresinin yürütmesinin durdurulması ve devamında iptali için Danıştay nezdinde dava açılmıştır. Açılan dava da Danıştay 2. dairesinin 2011/10527E sayılı kararı ile bu maddelerin yürütmesi durdurulmuştur. Danıştay tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararında “…objektif olarak önceden belirlenmiş ve tüm adaylara eşit koşullarda uygulanan mesleki yeterlilik sonucuna başarılı olan adayların temsil yeteneği mülakatına alınarak yurt dışına gönderilecek öğretmenlerin belirlenmesi gerekirken tek başına temsil yeteneği mülakatı yapılmasının öngörülmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.”denilmektedir.

Gelinen nokta da aynı bakanlık aynı şekilde sadece mülakat sınavı ile personel görevlendirmesi yapmaya devam etmektedir. Bu dava sonucunda onlarca kişi görev yaptıkları yerlerden yurda dönüş yapmak durumunda kalmış, onlarca aile bu durumdan olumsuz etkilenmiştir. Bakanlık hala bu karardan ve sonuçlarından ders almamış olmalı ki yanlışında ısrar etmektedir. Yine aynı şekilde iptal edileceğini bilerek yaşanacak mağduriyetleri görmezden gelmektedir. Hukuk tanımaz bu tavır sebebi ile hem görevlendirilen kişiler hem de devlet açıkça zarara uğratılmaktadır. Bakanlığın ne yapmaya çalıştığı, iptal kararına rağmen nasıl olup da bu kadar umursamaz davrandığı anlaşılabilecek bir durum değildir. Hangi gerekçe ile bu şekilde hareket ettiği de anlaşılamamıştır. Bakanlık tarafından bir an önce bu konuda gerekli çalışmaların yapılması şarttır. Eğer ki, bu konuda gereken yapılmazsa Türk Eğitim-Sen olarak konu yargıya intikal ettirilecektir.