Korona virüs haritasında gösterip tek tek uyardı! Yaş grubu 30'a indi!

Korona virüs haritasında gösterip tek tek uyardı! Yaş grubu 30'a indi!

Korona virüs haritasında gösterip tek tek uyardı! Yaş grubu 30'a indi!

Türkiye'de koronavirüs vakalarının en çok görüldüğü ilde yüzde 100 doluluk oranına ulaşıldı. Yatakların tamamı dolu olan yoğun bakımda, genç hasta sayısının fazla olması dikkat çekti. İşte detaylar...

 

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, antikorların, koronavirüs teşhisinin ardından en az 4 ay koruyuculuk sağladığı yönündeki araştırmayı değerlendirdi. Prof. Dr. İlhan, "Vücutta yeterli seviyede antikor olması, tekrar o hastalığa yakalanmaktan koruyor demek. Bir hastalıktan korunmak için ya aşı yolu ile antikor üretiyoruz ya da o hastalığın geçirilmesi yolu ile antikor üretilmiş oluyor.

Eğer yeterli düzeyde antikor yoksa kişiler tekrardan hasta olabilirler. Bazen duyuyorum, görüyorum çok üzülüyorum. Koronavirüs tanısı almış, evde izolasyon koşulu verilmiş ya da yakınlarına karantina koşulu verilmiş, ama vatandaşlar bunu hiç dinlemiyorlar. Dışarıya çıkıyorlar, parka-bahçeye gidiyorlar, 'zaten evdeyim' diye düşünüyorlar. 'Ben koronavirüs geçirdim, iyileştim, dışarıda dolaşabilirim, bana bir şey olmaz' diye düşünmemesi gerekiyor" ifadesini kullandı.


'BAŞKA ÜLKELERİN AŞISINA GÜVENEMEYİZ' 
Dünyada yapılan aşı çalışmalarına da değinen Prof. Dr. İlhan, şunları söyledi: "Bir aşının bir ülke tarafından üretilip, kullanıma sokulması bizim de kullanıma sokacağımız anlamına gelmiyor. Yurt dışında üretilen tüm aşılar için bizim kendi ülkemizde de onay alınması gerekiyor. Biz başka ülkelerin aşısına güvenemeyiz. Bu aşıların 'faz çalışmaları' diye ifade ediyoruz ya bu çalışmaların çok hızlı geçerek piyasaya sürülmüş aşılar olabileceği konusunda endişeler var.

Bu süreçler öyle kolay bitecek süreçler değil. Bu süreçlerde bakılan koşullardan biri de yan etkiler. Yan etkiler 1 ayda da çıkabilir, 2 ayda da, 3 ayda da çıkabilir. Bu süreçleri tamamlamadıkları için tüm aşılara dikkatli bakmak gerekiyor. Sağlık Bakanlığı'nın onay verdiği aşılar olduktan sonra sorun olmayacaktır" dedi.


'TÜRKİYE'DE AŞI ÇALIŞMALARI İLERİ AŞAMADA' 
Prof Dr. İlhan, Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı onaylı aşı çalışması yapan gruplar olduğuna işaret ederek, "Oldukça ileri aşamada olduklarını söyleyebiliriz. Yine yılbaşı, yılbaşı sonrasında aşının piyasada olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. 'Aşı piyasaya çıkacak, yüzde yüz koruyacak' diye bir şey söz konusu değil. Aşı yeterli dozda antikor oluşturmazsa bu defa kişiler aşıya bağlı yeterli korumaya da sahip olamayabilir. Her aşı bağışık hale getirmeyebilir kişiyi. Aşı olsa bile vatandaşlarımız süreç iyice azalana kadar koruma önlemlerine dikkat etmesi gerekiyor" diye konuştu.

'ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK BAKANLIĞI ONAYLI OLMASI' 
Prof. Dr. İlhan, dezenfektan satın alırken dikkat edilmesi gerekenlere de değinerek, dezenfektan kullanımının el yıkamanın yerini tutmadığını söyledi. İlhan, "Vatandaşların hatta dezenfektanları satın alan ticari işletmelerin, kamu kuruluşlarının en önemli dikkat etmesi gereken konu dezenfektanların Sağlık Bakanlığı onaylı olması.


Pek çok korsan dezenfektan da ortaya çıktı. İçlerinde bırakın dezenfektanı, normal sudan çok da farklı bir şey olmadığı ortaya çıkmıştı. İçindeki maddeye vatandaşlar çok takılmasınlar. Önemli olan Sağlık Bakanlığı'nın bu maddeyi dezenfektan olarak onaylamasıdır" dedi.

Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde 3 yataklı servis, 3 yoğun bakım ünitesinde yüzde 100 doluluk oranıyla Covid-19'a karşı büyük mücadele veriliyor. Kendilerine bulaş riskini azaltabilmek için koruyucu önlemleri çok sıkı uygulayan sağlık çalışanları, yoğun bakımda bunaltan sıcağa rağmen tulumların içinde maske, gözlük ve siperliklerini takıp özveriyle çalışıyor.


İzole alanda olan yoğun bakım doktor ve hemşireleri, dışarıyla telsiz ile bağlantı kurarak, iletişimlerini sağlıyor. Yatakları tamamen dolu olan yoğun bakımda solunum cihazına bağlı şekilde uyutulan hastalar, yaşam mücadelesi verirken, tedavi gören genç hasta sayısındaki artış dikkat çekti.

'YÜZDE YÜZ DOLULUK ORANIYLA ÇALIŞIYORUZ' 
Yoğun bakımda çalışırken uzun süre taktığı maske ve siperlik nedeniyle yüzünde izler oluşan Gazi Üniversitesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Doktor Öğretim Üyesi Nazlıhan Boyacı Dündar, sağlık çalışanlarının mücadelesini anlattı. Dr. Dündar, normalleşmeyle birlikte sosyal mesafe ve maske kurallarına uyulmadığı için vaka sayılarının özellikle temmuz ve ağustos başı itibarıyla artmaya başladığını söyledi.


Dündar, "Toplu sünnetlerin olması, kurban bayramı ve etkinliklerde sosyal mesafeye uyulmaması gibi sebeplerle tüm Türkiye'de olduğu gibi Ankara'da da vaka sayıları çok ciddi artış gösterdi.

Haziran döneminde Covid pozitif hastalara baktığımız yoğun bakım ünitelerimizi küçültme yoluna gitmiştik; ama şu an için 3 tane aktif yoğun bakımımız sadece Covid hastası bakmakta ve artan sayılardan dolayı yüzde 100 doluluk oranıyla çalışmaktayız. Covid hastalarına baktığımız servis sayımız haziran ayında teke düşmüştü, artan sayılarla beraber 3 servise çıktı" dedi.


'YAŞ GRUBUMUZ 30'LARA İNDİ' 
Dündar, son dönemde genç hasta sayısında da artış olduğuna işaret ederek, "İlk salgındaki yoğun bakım hastalarımız biraz daha yaşlı gruptu özellikle 60 yaşın üstündeydi. Ama bu yeni vaka artışları ile beraber bu yaş grubumuz 30’lara kadar indi. Şu an en genç hastamız 34 yaşında ve aktif olarak takip ediyoruz.
14
En yaşlı hastamız 93 yaşındaydı onu taburcu edebildik, sağlığına kavuşturabildik. Şu an yaşadığımız vaka artışlarında dikkati çeken şey; daha genç hastaları da, altta yatan hiçbir hastalığı olmayan hastaları da maalesef yoğun bakımlarımızda solunum yetmezliği ile yatırmamız" ifadelerini kullandı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.