Kıyafet Eylemine Katılan Öğretmenler DİKKAT!

Kıyafet Eylemine Katılan Öğretmenler DİKKAT!

Kıyafet Eylemine Katılan Öğretmenler DİKKAT!

Eğitim-Bir-Sen olarak, 1982 model darbe dönemi kalıntısı çağdışı kılık ve kıyafet yönetmeliğini 2013'ün ilk mesai gününde protesto ederek, işyerlerine serbest kıyafetle gittik.ahmet.jpg
Ancak bazı idarelerce, söz konusu eylememize katılan üyelerimizden savunma istenildiğine dair duyumlar almaktayız.
Anayasa'nın 90. maddesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Anlaşmalar kanun hükmündedir” hükmünü içermektedir. Sendikal faaliyetleri güvence altına alan “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşme”, “İnsan hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme” gibi usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Anlaşmaların, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 5198 sayılı Kanun'la değişik 18. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmü yer almaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesinde, “(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” hükmü bulunmaktadır.
Danıştay 8. Dairesi'nin 1997/4984 E. Ve 09.04.1999 tarihli 1999/1937 sayılı kararı başta olmak üzere, Danıştay'ın ve AİHM'nin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır.
Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Yukarıda yer alan hükümler, yargı kararları ve Bakanlığın söz konusu yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sendikal faaliyetlerin yasal bir hak olduğu ve bu hakkın engellenemeyeceği açıktır.
Bu nedenle, işyerlerine serbest kıyafetle gidilmesi ve çalışılması eylemine katılan tüm üyelerimize sendikal faaliyete katılmalarından dolayı haklarında hiçbir disiplin işlemi uygulanamaz.
Eyleme katılanlara hiçbir şekilde ceza verilemeyeceğine ilişkin yukarıda yer alan hukuki düzenlemelere ve yargı kararlarına rağmen, bu düzenleme ve yargı kararlarından haberdar olmayan yöneticiler tarafından bir savunma istenirse, eyleme katılan üyelerimiz, aşağıda yer alan savunma metnini kullanabilirler. Sonrası için gereken her türlü hukuki destek avukatlarımız tarafından verilecektir.
 
İşte savunma metni..
SAVUNMA
 
Üyesi bulunduğum Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Yönetim Kurulu tarafından alınan 27.12.2012 tarihli ve 632 sayılı eylem kararı uyarınca sendikal faaliyet kapsamında,  Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliği protesto etmek ve kamuoyu bilinci oluşturmak amacıyla 02.01.2013 tarihinde işyerlerine serbest kıyafetle gidilmesi ve çalışılması eylemine katıldım.
Anayasa'nın 90. maddesi, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir” hükmünü içermektedir. Sendikal faaliyetleri güvence altına alan “Sendikal Örgütlenme ve Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin 87 sayılı Sözleşme”, “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 sayılı Sözleşme”, “İnsan hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme” gibi usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmaların, Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca iç hukuktaki bir hüküm gibi uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 5198 sayılı Kanun'la değişik 18. maddesinde, “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez” hükmü yer almaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 118'inci maddesinde “(1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” hükmü bulunmaktadır
         Danıştay ve AİHM'nin de sendikal faaliyetlere katılanlar hakkında disiplin soruşturması açılamayacağı ve disiplin cezası uygulanamayacağı yönünde kararları bulunmaktadır.
        Bakanlığın 27.02.2012 tarih ve 17848 sayılı sendika eylemi konulu yazısında, sendikal faaliyetlere katılımın özür olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
        Yukarıda yer alan hükümler, yargı kararları ve Bakanlığın söz konusu yazısı birlikte değerlendirildiğinde, sendikal faaliyetlerin yasal bir hak olduğu ve bu hakkın engellenemeyeceği açıktır.
          Hakkımda herhangi bir disiplin işlemi uygulanmaksızın açılmış olan soruşturmanın bu aşamada sona erdirilmesi hususunda;
Gereğini arz ederim.       

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.