Yeni düzenlemeye göre, öğretmen atamaları ve eş durumu, özür atamaları gibi ara dönemde yapılan atamalar sadece ağustos ayında yapılacaktı. 

Başbakan'ın talimatı üzerine, yeni bakan Sayın Nabi Avcı ilk iş olarak eş durumu, özür durumu atamalarını şubat ayının ilk çeyreğinde uygulamaya koydu. Binlerce parçalanmış bölünmüş aile mutlu oldu, anneler babalar çocuklarına kavuştu kavuşacak. Buraya kadar her şey çok güzel görünüyor, fakat bu uygulamanın mecburi getirisi olan ilk atama yapılmadığında, doğacak sıkıntılar için ateşten gömleği kimin giyeceği merak konusu. 

Sıkıntı nedir? 

Bilindiği üzere eş durumu, özür durumu atamaları, öğretmenlerin %90'ını doğudan batıya kaydırır. Doğu illerinde olan hâlihazırdaki öğretmen açığı iki katına çıkar. Bu zamana kadar, böyle durumlar karşısında devlet hep ilk atamayı yapmak zorunda kalmıştır ve yapmıştır. Ama bu sene "ilk atama olmayacak" olgusu, öğretmenlerin, velilerin, vatandaşın canını oldukça sıkmıştır. Bunun sebebi, doğu illerinde oluşacak öğretmen açığının nasıl doldurulacak olması. Cevabı "ücretli öğretmenlik" olan bu durum, bazı art niyetlilere fırsat tanıyor. Yeri geldiğinde öğretmen kaçıran, korkutan, sindiren bu oluşumlar, devletin eğitim kademelerine bu sayede rahatlıkla ulaşabilecektir. İstediği propagandayı, yaş aralığı 06-18 olan öğrencilere aşılayacaktır. Barış sürecinin söylenmeye başlandığı bu günlerde, iyiye gidişi baltalayacaklardır. 

 

Bilindiği üzere, öğretmen açıkları, günümüzde ücretli öğretmenler ile telafi ediliyor. Fakat İl-İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, öğretmen formasyonuna sahip yeterli eleman bulamadıklarında, üniversite mezunlarına; onu da bulamadıklarında lise mezunlarına dahi öğretmenlik yapma fırsatı sunuyor. Bu durum da takdir edersiniz ki, eğitimi kötüye kullanmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor. 

 

Biz şu an merak etmekteyiz, böylesi hafife alınamayacak bir konuda, devlet eş durumu atamalarından mı vazgeçecek, boşalan kadrolar için sürpriz bir ilk atama mı yapacak, yoksa korkulan başa gelecek ve art niyetlilerin eline çocuklarımızı mı bırakacağız? 

 

Duyarlı bir vatandaş 

>> Hayvan yetiştiricisi sınıf öğretmenleri 

Böylesi bir başlık bile insanın içini ürpertmeye yetiyor da artıyor. Ama aslında hiçbirimiz için sürpriz değil. Yıllarca veterinerler, mühendisler, su ürünleri mezunları ve niceleri öğretmenlik yapmadı mı? Ve hâlâ yapmıyorlar mı? 

Her mesleğe, kendi işlerini yaptıkları sürece elbette sonsuz saygımız var. 

Ayrıca onlar içerisinde bu işe gönül verip eğitim fakültesi mezunlarından daha iyi öğretmenlik yapanlar da var. Ama bu kutsal meslek bu kadar kolay yapılabilir olmamalı. 

Ben, 87 puanla atama bekleyen bir sınıf öğretmeniyim. 

Ağustos atamalarında bu sene bize sadece 324 kişilik bir kontenjan açıldı. Aslında açık bu kadar değil. 

Bizim yerimize sınıflar ücretli öğretmenlere bırakıldı. Bu ücretli öğretmenlerin çoğu Eğitim Fakültesi mezunu bile değiller. 

Bizler evlerimizde atama beklerken, derslere, öğretmenlikle ilgisi olmayan kişiler giriyor. 

Lütfen sesimizi duyun. Bu, sadece bizim meselemiz değil; çocuklarımızın, sizin, Türkiye'nin meselesi... 

Bir öğretmen turkiyegazetesi