İŞTE SENDİKADAN YAPILAN AÇIKLAMA:
Tunceli Merkez, Nazımiye ve Pertek ilçelerinde gerçekleştirilen gözaltı operasyonlarında aralarında Eğitim Sen Dersim Şube Sekreterimiz (Şube eski Başkanı) Hanifi Bekmezci"nin de bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı.
12 Eylül referandumunun ardından yüksek yargı organları başta olmak üzere, hukuk ve adalet mekanizmasını kendi siyasal ideolojik çizgisinde yeniden biçimlendirmeye çalışan AKP Hükümeti, neredeyse her gün siyasi parti yöneticileri, belediye başkanları, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, avukatlar ve sendikacıları gözaltına alıyor.
AKP, gün geçtikçe otoriter bir yönetim anlayışıyla hareket ederken, kendisine muhalif olan tüm kesimleri çeşitli adlar altında başlatılan operasyonlarla hizaya getirmeye çalışıyor. Son yaşanan gözaltıları da, tıpkı öncekiler gibi, iktidara muhalif kişi ve kurumlara yönelik büyük bir gözdağı olarak görüyoruz.
Eğitim Sen, yürütülen operasyonların siyasi olduğundan artık kuşku duymamaktadır. Ancak bu siyaset anlayışı, ‘Kürt Sorunu"nun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesine katkı sunmamakta, ülkemizi çok daha büyük ve tehlikeli bir şiddet sarmalına sürüklemektedir. Cezaevleri, siyasi parti yöneticileri, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları, avukatlar ve sendikacılarla dolu olan bir ülkede demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarına saygıdan söz edilmesi mümkün değildir.
Eğitim Sen olarak, hükümetin siyasi operasyonları sonucu gözaltına alınarak sindirilmek ve susturulmak istenen bilim insanlarımızın, aydınlarımızın, avukatların ve sendikacıların yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Siyasi iktidar, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla hayata geçirdiği siyasal linç operasyonlarına son vermelidir. Bu tür baskı ve sindirme politikalarına karşı örgütsel ve hukuksal mücadelemizden geri adım atmayacağımız bilinmelidir.
 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın keyfi ve bilimsellikten uzak politikaları ile ortaya çıkan sorunlar, sorunlarımızın yakıcı gerçekliğini ve taleplerimizdeki haklılığımızı kanıtlamış oldu. Sendikamıza randevu dahi vermekten imtina eden Bakanlığın bu "kurnazlığı" karşısında ise bizler de boş durmayacağız.
• 4+4+4 ile eğitim sistemi içinden çıkılmaz sorunlar yumağına dönüştürülmüşken,
• Eğitim sistemi daha fazla niteliksizleştiriliyor, dinselleştiriliyor ve ticarileştiriliyorken,
• Satın alma gücümüz günden güne düşürülmüşken,
• İşsizlik sorunu nedeniyle öğretmenlerimiz intihara sürüklenirken,
• Her konuşmasında mesleğimizi itibarsızlaştıran, aşağılayan ve küçümseyen bir Bakan"ın elinde eğitim sistemi ve mesleğimiz oyuncak olmuşken,
• İş güvencemizi elimizden almak için performans hesapları yapılıyorken,
• Esnek ve angarya çalışmaya zorlanıyorken,
• 4+4+4 sürgünleri, 80 bin öğretmen norm fazlası olarak mağdur edilmesi ve özür grubu atamalarındaki hukuksuzluklar "yeter artık" dedirtmişken,
• ALO 147 ile hukuksuz ve keyfi cezalandırılmalar yaşanırken,
• Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda eğitim emekçisi soruşturma geçiriyor, cezalandırılıyor ya da sürgün ediliyorken tozpembe bir tablo çizen bakanı kınıyoruz.
4+4+4 uygulamaları ile örneğin Ovacık ve Hozat başta olmak üzere il genelinde pek çok sorun yaşanmaktadır. Bu uygulama ile zorunlu yer değiştirme ile norm sürgünü öğretmenler oluşturulmuştur.
Yine merkez Cumhuriyet İlkokulu binası depreme dayanıksız olduğu ve her an yıkılabileceği defalarca Milli Eğitim müdürlüğüne, valiliğe ve bakanlığa bildirilmesine rağmen bu sorun görmezden gelinmekte öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerinin hayatı üzerinde kumar oynanmaktadır.
Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesinin hizmet binası okulun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzaktır. Ayrıca ilde müzik, resim ve tiyatroya ilgi olmasına rağmen ısrarla bu bölümler açılmamaktadır. Tüm ilçelerde ve il merkezinde lojmanlar son derece bakımsızdır,kaderine terk edilmiştir.
Bir diğer sorun ise Alevi nüfusun çoğunlukta olduğu bir il olmasına rağmen egemen Sunni-Hanefi inanç dayatılarak okullarda Alevi öğrenciler üzerinde baskı yaratılmaktadır. Örneğin ilkokul 2.sınıf hayat bilgisi dersinde dini bayramlar bölümünde Kurban ve Ramazan bayramlarının nasıl kutlandığı ve önemi vurgulanmakta inancında ve yaşamında olmamasına veya kurbanda olduğu gibi farklı olmasına rağmen görüş belirtmeleri istenmektedir. Zorunlu din dersi üzerindeki ve özellikle türbana ilişkin Malatya Sürgü de yaşananlarda kamuoyunun bilgisi dahilindedir.
Yine bu bakan döneminde daha da artarak yaşanan uygulama savcılıkta “KOVUŞTURMAYA YER YOKTUR” kararı verilmesine rağmen ısrarla idari soruşturma açarak hukukun temel ilkeleri yok sayılmakta ve özellikle sendika yöneticisi arkadaşlar baskı altında tutulmak istenmektedir.
 
Yıllar içerisinde Milli Eğitim Bakanları değişmesine rağmen eğitim emekçilerine ve sendikamıza dönük saldırı ve yıldırma politikaları değişmedi. Bu politikalar çerçevesinde ilimizde 2000 yılından bu yana KESK’ bağlı sendikaların yöneticisi ve üyesi 43 arkadaşımız sürgün edilirken, Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER döneminde Eğitimsen eski şube başkanı Mehmet Ali ASLAN tutuklanarak hapis cezası verildi, Eğitimsen şube başkanımız Hasan ÖLGÜN 6 aydır hukuksuz bir biçimde tutukludur. Son olarak Eğitimsen Şube sekreterimiz Mehmet Hanifi BEKMEZCİ 11.Aralık tan bu yana tamamen hukuksuz ve keyfi bir biçimde gözaltında tutulmaktadır. İlimiz açısından bu tablo bakanlığın sendikamıza, yöneticilerimize ve üyelerimize yönelik tavrının açık göstergesidir ve geçmiş dönem baskılarını kat be kat aşmıştır. Bu yaklaşımı asla kabul etmiyoruz ve arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Bilinmelidir ki bizler Bilimsel, Demokratik, Özgür, Laik, Anadilde Kamusal Parasız Eğitim mücadelemizden ve haklı taleplerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. AKP’nin ve Milli Eğitim Bakanı Ömer DİNÇER’in hukuksuz uygulamalarına, baskılarına boyun eğmeyeceğiz.
EĞİTİM SEN DERSİM (Tunceli) ŞUBESİ