Bir öğretmenin ağzından OKULDA 1 GÜN

Bir öğretmenin ağzından OKULDA 1 GÜN

Bir öğretmenin ağzından OKULDA 1 GÜN

4+4+4 yeni eğitim sistemi okulların açılmasıyla uygulanmaya başladı. Bir Sosyal Bilgiler Öğretmeni, yeni eğitim sistemi ile edindiği gözlemleri bize aktardı, sizlerle paylaşıyoruz. İşte bir öğretmenin anlatımından 4+4+4’ten sonra bir ders günü:

 

"Yer:Osmaniye
Tarih:05-10-2012
Kalktığım Saat:05:55
Ders Başlangıcı:06:54
Ders Programım:
1.Saat:7-A
2.Saat:7-A
3.Saat:6-E
4.Saat:6-E
5.Saat:Boş
6.Saat:8-D
7.Saat:5-C
 
1.Ders:İlk saat derse girdim. Sınıfım 7-A toplam 29 kişiydi. Saydığımda 19 kişinin mevcut olduğunu gördüm.Sınıf beni görünce güçlükle ayağa kalktılar. Günaydın diye selamladığım sınıftan cılız bir karşılık geldi. Sandalyeye oturup yavaş yavaş sınıf defterini imzalamaya başladım. Ağır hareketlerle sınıfın çoğalmasını bekliyordum. Beş dakika sonra iki kişi,on dakika sonra bir kişi,on beş dakika sonra bir kişi,yirmi dakika sonra dört kişi gelebildi. Defteri imzaladıktan sonra sıraların arasında dolaşmaya başladım. Bir ikisi hariç geri kalanları uyuyorlardı. Kitaplarını açtırıp falan sayfayı okumalarını sağlarken hareketler oldukça ağırdı. Okuma bitince konuya geçmek için 2x2=? seviyesinde bir soru sordum. Koca sınıftan bir tek parmak kalktı. Bu böyle teneffüse kadar devam etti.
Teneffüste bir idarecimizi gördüm ve ona ’Hocam dersler çok verimsiz,hiçbir şey öğretemiyoruz’ dedim. Bana verdiği cevap ilginçti ’Bu senden başka kimin umurundaki’
 
2.Ders:Nispeten ilk dersten daha iyiydi. Bu derste dikkatimi çeken birkaç öğrencinin kitaplarını derse getirmediğiydi. Bilmem kaçıncı kere değişen ders programına çocuklar bir türlü adapte olamamıştı.
 
3. ve 4.Ders:6-E Sınıfına girdiğim bu derslerde de dikkatimi çeken aynı manzaralardı. Uykusuz yüzler,kitabını unutanlar,vs.
 
  5.Ders:Boş
 
6.Ders:8-D Sınıfında gayet verimli bir şekilde dersimi işledim. Dersin sonuna doğru içeriye giren nöbetçi öğrenci,ders programının yine değiştiğini  söyleyip yeni ders programını takdim etti. Sınıftan ‘Oooff’ sesleri!
Zil çalınca 6-7-8’ler evlerine gittiler.5.sınıflar kaldı.
 
7.Ders:Derse geç kaldım. Çünkü nöbetçi öğretmendim ve taşımalı eğitimle gelen öğrencilerin servislerini yollamak zorundaydım. Sınıfa girdiğimde yüzlerinden hüzün  akan öğrenci grubuyla karşılaştım. Üst sınıflarda ki ağabey ve ablaları evlerine giderken bu 5. sınıf öğrencilerine okulda kalmak belli ki çok zor geliyordu.Öğrenciler:’Çocuklar çok mu zorunuza gidiyor.’ dedim. Tepki,ağlamaklı bakan suratlar.
 
Derken derse başlamak istedim. Kitaptan konunun olduğu sayfayı açtırdım. Okutmaya başladım. Okuyan çocuk haricindekiler konuyu kitaptan takip etmiyorlardı. Israrla takip etmelerini söylesem de bazıları hala oralı değil, sık sık duvardaki saate bakıyorlardı. Arka tarafta ki çocuklardan bazıları çok erken kalkmanın verdiği sıkıntıdan olsa gerek sıralarının üzerine yatmış uyukluyorlardı. Hepsini kaldırdım. Öğrencileri sürekli olarak derse motive etmeye çalışıyordum. Bütün ders yılı böyle geçer mi diye düşündüm. Uykusunu alamayan bir çocuğun verimi ne kadar olabilirdi ki. Peki ya öğretmenin? Neyse. Okuma bitince çocuklara arkalarına yaslanmalarını söyledim ve ‘Başkentimiz neresi?’ seviyesinde bir soru sordum. Sadece iki parmak kalktı. Anladım ki beni dinlemiyorlardı. Biraz da kızarak çıkıştım. Toparlanır gibi oldular(Sadece bir dakikalığına).
 
Dersin sonuna doğru defterlerini açmalarını söyledim. Ağır hareketlerle açtılar. Benim söylediklerimi yazmaya başladılar. O sırada arkada oturan iki öğrenci dikkatimi çekti. Yanlarına vardım ve birinin defterine baktığımda bilmem kaçıncı kere değişen ders programını defterine geçirmeye çalışırken yakaladım. Biraz sertçe bunu değil de benim yazdırdıklarımı yazmasını söyledim.
 
İkinci çocuğun yanına vardığımda az önceki arkadaşına kızmama rağmen hiç aldırmadan ders programını geçirmeye çalıştığını fark ettim ve şaşırdım. Çocuğa sordum:’Ben az önce arkadaşına niye kızdım? Görmedin mi sırf senin şu an yaptığından dolayı kızdım. Sana da kızayım mı?’ diye sorduğumda yüzüme garibanca bakarak ‘Kıııız!’ diye cevap verdi. Sonra utanarak yüzünü indirdi. Belki de ‘Elimden gelenin hepsi bu.’ demek istiyordu. Az sonra zil çaldı ve hepsinin yüzünde gülücükler açarak evlerinin yolunu tuttular.
 
 Sırça konaklarımızdan veya  döner koltuklarımızdan çocuklarımızın iyiliğini düşünerek yaptığımızı söylediğimiz eğitim programları onları maalesef bu hale getirdi. Hem de sadece iki haftada. Dersine girdiğim her sınıf okuldan kaçanlar la dolu. Yeni eğitim sistemimiz çocuklarımızı geleceğe hazırlayacaktı ama sadece okuldan nefret ettirtti. Hayatlarından bezdirtti. Bu satırları yazarken Mahir isimli öğrencimin söylediği ve içerisinde bin bir anlam taşıyan, tek bir kelimeden ibaret ama beklide milyonlarca çocuğumuzun ıstırabını dile getiren o sözü hatırlıyorum:’Hocam kızarsan kız’.
Hadi hep beraber kızalım çocuklarımıza yeni eğitim sistemimize niye uyum sağlayamadılar diye. Belki bir faydası olur. Olur mu sizce?"
 
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
eğitimajansı
meb.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.