AKP Zorunlu Eğitimi 12 Yıla Çıkarmıyor, Fiilen 4 Yıla İndiriyor

AKP Zorunlu Eğitimi 12 Yıla Çıkarmıyor, Fiilen 4 Yıla İndiriyor

Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, önceki gün TBMMye sunulan torba yasa şeklinde düzenlenen kanun teklifine karşı çıktı

AKP Hükümeti Zorunlu Eğitimi 12 Yıla Çıkarmıyor, Fiilen 4 Yıla İndiriyor!
Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, önceki gün TBMM’ye sunulan torba yasa şeklinde düzenlenen kanun teklifine ilişkin sendikamız Eğitim Sen’in görüşlerini dile getirmek üzere basın toplantısı düzenledi.

Genel Başkanımız Ünsal Yıldız’ın “AKP Hükümeti Zorunlu Eğitimi 12 Yıla Çıkarmıyor, Fiilen 4 Yıla İndiriyor!” başlıklı açıklama metni:


Bilindiği gibi 2010 yılında gerçekleştirilen 18. Milli Eğitim Şurası’nda hükümete yakın sendikalar ve Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının birlikte hareket etmeleri sonucunda zorunlu eğitimin okul öncesi dahil kademeli olarak 12 yıla çıkarılmasının “tavsiye kararı” alınmıştır. 18. Milli Eğitim Şura’sının pedagojik olmaktan çok, hükümet temsilcileri ile kol kola, tamamen siyasal ve ideolojik gerekçelerle aldığı bu karar gerekçe gösterilerek hazırlanan ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkarmayı düzenleyen kanun teklifi AKP grup başkanvekilleri aracılığıyla TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur.

Yeni sistemde ilköğretimin 4+4 şeklinde iki kademeden oluşacağı, üçüncü 4 yılın “ortaöğretim” olacağı ve lise eğitiminin temel eğitim kapsamına alınarak zorunlu olacağı dile getirilmektedir. Burada yapılması planlanan ve düzenlemenin bizce esas amacını oluşturan nokta ilk dört yılı bitiren öğrencinin halen devam ettiği ilköğretim okuluna devam edebileceği gibi başka bir okulun “ikinci kademesine” devam edebilmesinin önünün açılmasıdır. Yapılmak istenen bu düzenlemenin, ilköğretim dördüncü sınıftan itibaren öğrencilerin, 8 yıllık kesintisiz eğitim nedeniyle kapanan İmam hatip okullarının 6. 7. ve 8. sınıfa denk gelen bölümlerinin yeniden canlandırılmasına yönelik olduğu açıktır.

Söz konusu kanun teklifinin her ne kadar zorunlu eğitimi 4+4+4 şeklinde kademeli olarak 12 yıla çıkaracağı iddia edilse de uygulamada zorunlu eğitimin kendi içinde bölümlere ayrılarak kademelendirilmesi ile özellikle kız çocukları açısından örgün eğitimin fiilen 4 yıla inmesi kaçınılmazdır. Yapılması düşünülen değişiklikle zorunlu temel eğitime öğrencilerin 4. sınıftan sonra dışarıdan “açık öğretim” ile devam edilebilmesinin önünün açılmakta ve çocukların büyük ölçüde “dini gerekçeler” ileri sürülerek okuldan ve okul ortamından uzaklaştırılmasına kapı aralanmaktadır. Teklifin yasalaşması durumunda 4. sınıftan itibaren “örgün eğitim” fiilen ortadan kalkacak ve öğrencilerin okul ortamlarından uzaklaşması gibi sonuçlar ortaya çıkaracaktır.

Türkiye’de öğrencilerin okula devam süresi fiilen 6,5 yıldır. Söz konusu kademeli zorunlu eğitim uygulaması hayata geçirilirse bu sürenin düzenlemede belirtilen 4 yıla inmesi kaçınılmazdır. 4+4+4 şeklinde formüle edilen zorunlu eğitimin kız çocuklarının okula devamını arttıracağı iddiası ise tamamen gerçek dışıdır. Aksine, ilk dört yıldan sonra kız çocuklarının dini gerekçelerle okuldan alınmasının ve öğrenimlerine “açık öğretim” şeklinde devam etmelerinin önü açılmaktadır. Bu uygulamanın bir başka kaçınılmaz sonucu ise, çocukların ilk dört yıldan sonra okul ortamlarından uzaklaştırılarak, son yıllarda giderek büyüyen bir sorun olan çocuk işçiliğinin yaygınlaşması olacaktır.

Hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın 12 yıllık kademeli zorunlu eğitimi 5. sınıftan itibaren çocukları “mesleğe yöneltme” gibi bir gerekçe ile dile getirmesi ise yapılmak istenen asıl değişikliklerin üzerini örten bir kılıf niteliğindedir. İlköğretim dördüncü sınıfta okuyan bir çocuğun pedagojik olarak, kendi iradesiyle meslek seçimine nasıl yöneltileceği, Türkiye’deki mevcut eğitim sisteminin yapısı ve niteliği açısından büyük bir soru işareti olarak karşımızda durmaktadır.

Eğitim Sen olarak, söz konusu teklifin amacının tek başına Türkiye’de zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması olmadığını iddia ediyoruz. Söz konusu kanun teklifinin gerçekte hangi amaçla yapıldığını anlamak için Başbakan’ın “Dindar nesil yetiştirmek istiyoruz” açıklamasına bakmanın yeterli olduğunu düşünüyoruz.

Ortaokulların yeniden devreye girmesi demek olan 12 yıllık kademeli zorunlu eğitim uygulamasının asıl amacı, zorunlu eğitim süresini arttırmak değil; AKP’nin her dönem arka bahçesi olarak gördüğü imam hatip okullarının önünü açmak olduğu bize göre tartışma götürmez bir gerçektir. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasının bu amacı gerçekleştirmek için bir “kılıf” olarak kullanılması, iktidar partisinin pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da samimi olmadığının somut bir göstergesidir.

Geçtiğimiz 9 yıl içinde eğitim politikalarının oluşturulmasından uygulanmasına, başta felsefe dersleri olmak üzere eğitim müfredatının içeriğinin dinsel söylemlerle değiştirilmesinden, eğitim yöneticilerin AKP’nin ve destekçisi olduğu çeşitli dini çevrelerin siyasal kadrolarından seçimine kadar oldukça geniş bir alanda önemli adımlar atılmış, eğitim sisteminin bütün aşamalarında yoğun bir dinselleştirme ve muhafazakârlaştırma süreci yaşanmıştır.

Eğitim Sen olarak tüm toplumu yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuya yönelik politikalar belirlenirken bilimsel veriler ve somut ihtiyaçlar üzerinden belirlemeler yapılması gerektiğini, Başbakan’ın özlemleri ve siyasi iktidarın ideolojik tercihlerinden hareketle eğitim sistemi ve öğrencilerin geleceği ile oynanmaması gerektiğini savunuyoruz. AKP Hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir amaçlarının olmadığını ispat etmek istiyorlarsa, gerekli altyapı hazırlıklarını yaparak zorunlu eğitimi 3-4 ve 5-6 yaş olmak üzere 2 yıl okul öncesi, 9 yıl ilköğretim ve 4 yıl ortaöğretim olmak üzere 15 yıla çıkarmalıdır.

Eğitim Sen, gün geçtikçe paralı hale getirilen eğitim hizmetlerinden herkesin eşit ve parasız olarak yaralanmasını talep etmekte, eğitim sisteminin her yaştan öğrencilerimizin daha nitelikli, laik, bilimsel ve demokratik bir eğitim sürecinden geçmesini sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmesini savunmaktadır.

Öğrencilerimiz, okul öncesi ve ilköğretim süresince ilgi ve yetenekleri doğrultusunda rehberlik ve yönlendirme eğitimi almalı ve hangi mesleğe yöneleceklerini siyasi iktidarın tasarrufları değil, bizzat kendileri belirlemelidir. Mesleğe yöneltme uygulamaları, AKP’nin hedeflediği gibi “dindar nesil yetiştirme” hedefiyle değil; eğitim sisteminin laik, bilimsel ve demokratik bir temele dayandırılarak gerçekleştirilmelidir.

Torba yasa şeklinde düzenlenen ve 25 maddeden oluşan düzenleme içinde ayrıca Rize Üniversitesi’nin adının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nin adının ise Abdullah Gül Üniversitesi olarak değiştirilmesi ve FATİH projesine ilişkin ihalelerin 2015 yılı sonuna kadar kamu ihale kanunu hükümlerine tabi olmamasına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. Birbirinden farklı çok sayıda düzenlemenin “torba yasa” halinde meclisten hızla geçirilmek istenmesi, daha önceki uygulamalarında gördüğümüz gibi hükümetin ne kadar fırsatçı olduğunu göstermektedir.

Eğitim Sen olarak bu çerçevede; yarın ilgili komisyonlara gelecek olan kanun teklifine karşı üye ve yöneticilerimizle birlikte TBMM Dikmen Kapısı’nda olarak öğrencilerimizin geleceğini yakından ilgilendiren bu düzenleme karşısında taraf olduğumuzu göstereceğiz.

Kanun tasarısının Meclis Genel Kurulu’na geldiği gün, Türkiye genelinde laik, bilimsel, demokratik eğitim hakkına sahip çıktığımızı göstermek için hizmet üretmeyerek demokratik tepkimizi göstereceğimizi açıklamak istiyoruz
Eğitim sen

MEMURLARA HABER.COM


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.