AES: Başbakana Mektubumuzdur

AES: Başbakana Mektubumuzdur

ANADOLU EĞİTİM SENDİKASININ (AES) AÇIKLAMASI:

ANADOLU EĞİTİM SENDİKASININ (AES) AÇIKLAMASI:

İlk toplu sözleşme dönemi vesilesiyle bir kez daha anladık ki, muhatap olduğumuz zam (?) ve mahrum bırakıldığımız ek ödemenin nedeni bütçe koşulları değil, hükümetteki öğretmen algısıdır. Başbakanlık ve bakanlıklardan çıkmayan sendika temsilcilerinin de sorumlu olduğu eksik ve yanlış bilgilendirilmenin bir sonucu olarak öğretmenler az çalışan, niteliksiz, nankör insanlar olarak görülmektedir.

Her vesile ile mesleğimize, sorumluluklarımıza, bunun emek ve zaman olarak karşılığına dair gerçekleri paylaşmış olsak da, Sayın Başbakanımızın bugün Kazakistan’da yapmış olduğu açıklamalar yeniden bir bilgi paylaşımı yapmamızı gerekli kılmıştır. Sonuçta öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği bir meziyet de bilgi verme konusunda cömert ve sabırlı olmaktır.

Öncelikle; öğretmenlik bir ihtisas mesleğidir, doktor, mühendis, subay, hakim olmak gibi öğretmen olmak da uzmanlık gerektirdiğinden herhangi biri tarafından yapılamaz.

Öğretmenlerin maaş karşılığı 15 saat derse girmesi tercih değil, ders bulunamadığı hallerde mahrumiyettir. Yalnızca 15 saat ders bulabilen bazı branş öğretmenlerinin derse hazırlık, ders değerlendirme (sınav), devamsızlık-ADEY benzeri çalışmalarla, verdikleri rehberlik hizmeti dışında, tuttukları ücretsiz nöbetlerle birlikte haftalık çalışma süreleri 40 saat ve üzeridir.

Bir büro memurunun bilgisayar başında, makamında geçirdiği 40 saatle gözünüzün içine bakan 40 öğrenciyle geçirilen 15 saati karşılaştırmak en hafifinden adaletsizliktir. Tek bir dakikasında bile kaytaramayacağınız, sürekli aktif ve verici olacağınız bu süreç bedensel olduğu kadar zihinsel açıdan son derece yorucudur. Hep aynı parafı atıp, benzer evrakları tanzim etmeye benzemeyen memuriyetimiz bizi sürekli yeni durum ve olaylarla, soru ve sorunlara karşı karşıya bırakır.

Günlük çalışma süresi yalnızca ders saati olarak alındığında günde 8 saate tekabül eden eğitim fiilen malzemeden çalmayı gerektirir. Hayatında 1 gün bile derse girmiş herkes bilir ki 6 saatten sonraki derslere enerji, nefes, sabır yetmez. (Kolay anlaşılır olması için bir siyasetçinin herhangi bir kolluk kuvvetinin denetlemediği 8 ayrı ergen gruba, her gün 8 saat konferans verdiğini hayal etmesini öneriyoruz.)

Erciş ve Van merkezdeki öğretmenler 7 aydır 6 gün, günde 7 saatten haftada 42 saat ders vermekte, bunun 8 saati ücretlendirilmeden Allah Rızası için yapılmaktadır. Ücretli öğretmenler haftada 12 saatlik dersi bedava okutmaktadır. Stajyer öğretmenler Pazar günleri de eğitime alındığından haftanın 7 günü eğitimle meşguldürler. Bölgedeki okul idarecileri, il denetmenleri 7/24 ne iş olursa yaptıkları halde kendilerine ücret tahakkuk ettirecek uygun bir mevzuat maddesi hala bulunamamıştır.

Sonuç olarak Sayın Başbakanımızın “öğretmen 15 saat, memur 40 saat çalışıyor, yazık değil mi?” sorusu, Sayın Ömer Dinçer’in “öğretmenler üç ay tatil yapıyor” çıkışı gibidir. Her ikisi de bilgi, mantık, sentez açısından sorunludur. Bu vesile ile önümüzdeki yaz tatili için okullar kapandıktan sonra ve açılmadan önce seminer uygulayacaklarını ilan eden sayın bakanı da bilgilendirmiş olalım, biz zaten belirttiğiniz dönemlerde seminerde oluyoruz, hiçbir zaman 3 ay tatil yapmadık, bu yılda yapmayacağız.

Sonuç olarak; kaybettiğimiz itibardan gayrı eğitim cephesinde yeni bir şey yok. Zam ve ek ödeme esirgense de mesleki itibarımıza ilişilmesine razı gelemeyeceğimiz ezginin-meb-dosya.jpgbilinmelidir.Cansel GÜVEN

Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.